çaylak arama

Özel Arama

akan başlıklar

26 Haziran 2010 Cumartesi

GEREKSİZ YOL

“Yürüdüğümüz yollar” diye bir cümle kurma isteğiyle sona doğru geliyordum. Aklımdaki tek şey bir müddet sonra senle bana ait bir özne önderliğinde bilinen ( bilindiği sanılan ) evvel zamana ait yüklem eşliğinde saadetime ermekti.

Sana giden yollar benle gitme ihtimalin olmadığı için hep karanlıktı. Bende önümü görmememi buna bağlıyordum. Senin bana ışık olma ihtimalin yoktu, son karanlıklar içinde yok oluyordum. Tam olarak böyle bir zamandı. Zifiri karanlık / simsiyah bir şekilde karşılaştık. Birbirimizde bir kusur görme ihtimalimiz yoktu. Ellerin, gözlerim, saçların, yüzüm siyahtık işte. Birbirimize dokunmadık hiç ama bir an bile ayrıldığımız söylenemez. İlk kez baş başa bir yolda yürüyorduk. Nereye gittiğimiz meçhul, ne de burada olduğumuzu soruyorduk bile.

Kimse görmedi bizi. En kalabalık yerlerde yürüdük. Bütün sevdiğimiz şarkıları söyledik, dinledik. Her şey güzeldi, cümlem bütün öğelerine ulaşmıştı ama mutsuzduk bu sefer. Mutsuzluk buluşturmuştu bizi, böyleyken durum son için geçerli bir sebep değildi mutsuz olmamız. 

Karanlıkta boğulduk. Dönüp cümleme baktığımda geride sadece, çoğul eki yoktu. Bu yaşanan hikayenin adı yoktu. Adın yoktu. Her şeyden öte bunu yazmaya hiç gerek yoktu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder